126008.fb2 Rama ?le bulu?ma - читать онлайн бесплатно полную версию книги . Страница 21

Rama ?le bulu?ma - читать онлайн бесплатно полную версию книги . Страница 21

KUTSAL KİTAP

Mürettebattan biri ona „Kumandan” veya daha kötüsü „Bay Norton” diye hitap ettiği zaman ortada ciddi birşey var demekti. Norton, Boris Rodrigo’nun onun yanına bu şekilde girdiğini görünce „demek ki, iş daha da ciddi” diye düşündü, çünkü normal zamanlarda bile Teğmen Rodrigo son derece ağırbaşlı ve dengeli bir insandı. Kabinin kapısı kapanırken Norton sordu: „Mesele nedir Boris?” „Kumandanım Dünya’ya direkt bir mesaj göndermek için gemi önceliği hakkını kullanma izni istiyorum.” Bu, yeni değil, fakat ender rastlanan bir durumdu. Dünya ile normal haberleşme en yakın gezegen kanalı ile yapılıyordu — şu günlerde Merkür’ün aracılığını kullanıyorlardı — Aslında, arada bir gezegen bile olsa gönderilen haberin Dünya’ya ulaşması için çok kısa bir süre yeterliydi. Fakat, genellikle haberler, ilgili şahsın masasına beş veya altı saatlik gecikmelerle varabiliyordu, yani, zamanın yüzde doksan dokuzu boş yere harcanıyordu. Bu arada çok acele durumlar için kaptanın takdir hakkına bırakılan daha direkt fakat daha pahalı kanallar kullanılabiliyordu. Norton: „Biliyorsun” dedi. „Bunun için bana çok geçerli bir neden göstermek zorundasın. Çünkü elde bulunan bütün kanallarımız Dünya’ya bilgi nakli için tıkanmış durumda. Bu acele iş kişisel bir konu mu?” „Hayır kumandanım, bu ondan daha önemli bir şey. Ana kiliseye bir haber göndermek istiyorum.” Norton içinden ‘tamam’ diye söylendi ‘şimdi bunun içinden nasıl çıkacağım!’ „Bunu açıklarsan çok memnun olurum.” Norton bu soruyu merakı kadar başka nedenlerle de soruyordu. Eğer haberleşemenin böyle yoğun olduğu bir zamanda Boris’e istediği önceliği verecek olursa, ilerde bu nedenle karşılaşabileceği bir soruya cevabı hazır olmalıydı.

Karşısında sakin mavi gözler onunkiler© dikilmiş bakıyordu. Norton Boris’in kendine güvenli ve sakin halini kaybettiğini hiç görmemişti. Filodaki bütün „Kozmonot-İsa” üyeleri de Boris gibiydiler. Bu, inançlarının onlara sağladığı yararlardan biriydi, ayrıca onların iyi birer uzay adamı olmalarına yardımcı oluyordu. Fakat bazen bu kesin inançları, kendilerine bu kilisenin lütufları inmemiş talihsizler arasında hoşnutsuzluk yaratıyordu.

„Rama’nın amacıyla ilgili kumandanım. Bunu anladığımı sanıyorum.” „Devam et.” „Duruma bir bakın. İşte tümüyle boş ve içinde hayat olmayan bir dünya — fakat insan yaşamına elverişli. Suyu var, soluk alabildiğimiz bir atmosferi var. Uzayın sonsuz derinliklerinden kusursuzca ayarlanmış bir şekilde Güneş Sistemi’ne geliyor. Eğer bu bir rastlantı ise oldukça inanılmaz bir şey. Diğer taraftan çok yeni… sanki hiç kullanılmamış gibi.” Norton ‘Bütün bunları defalarca konuştuk’ diye düşündü. Boris’in bunlara ekleyebileceği ne olabilirdi? „İnancımız bize, ne biçimde, nasıl geleceğini belirtmemiş olmasına rağmen, böyle bir ziyareti beklememizi söylüyor… İncil’de de bazı ip uçları var. Bu eğer ikinci geliş değilse ikinci kıyamet işaretidir. Biliyorsunuz Nuh’un hikayesi birincisini anlatmaktadır. Ben Rama’nın kozmik bir ‘Nuh gemisi’ olduğuna ve buraya kurtarılmaya değer olanları kurtarmaya geldiğine inanıyorum.” Kaptanın kabinine bir süre sessizlik çöktü. Norton söyleyecek söz bulamıyor değildi. Aksine aklına o kadar çok soru geliyordu ki, bunlardan hangisinin Boris’i incitmeyeceğini düşünüyordu. Sonunda elinden geldiği kadar yumuşak ve anlayışlı tonla konuşmaya çalıştı: „Bu çok ilginç bir fikir. Her ne kadar seninle aynı inancı paylaşmıyorsak da bu görüşün bir insanın ancak düş kırıklığına uğrayarak kabul edebileceği bir şey.” Norton kendi dinsel görüşlerinden sıyrılmış, ne fazla kuramsal, ne de fazla övgü dolu bir şekilde davranıyordu. Ne de olsa Rodrigo’nun fikirleri şimdiye kadar duyduğu en az yarım düzine teori kadar ikna ediciydi. Eğer insan ırkının başına bir felaket gelmek üzere olsa ve yardımsever üstün zekalı yaratıklar bunun farkına varsa… evet bu da bir fikirdi ve duruma uygun bir açıklama oluyordu. Fakat hâlâ ortada bazı problemler vardı.

„Birkaç soru soracağım Boris. Rama üç hafta sonra Güneş’e en yakın noktaya varacak, sonra onun çevresinde dönerek geldiğinden daha büyük hızla Güneş Sistemi’ ni dönmemek üzere terkedecek. inandığın gibi bir kıyamet gününe veya şu… seçilmiş insanları buraya taşımak için pek zaman yok. Fakat sen bunun yapılabileceğini söylüyorsun.” „Çok doğru. Çünkü Rama Güneş’e en yakın noktaya ulaştığı zaman hızını azaltacak ve bir park yörüngesine girecek. Belki de bu yörünge Dünya’nmkiyle kesişen bir eğri olacak. Burada yeniden bir hız değişimi yaparak Dünya ile buluşmayı sağlayacak.” Bu açıklama rahatsız edici şekilde ikna ediciydi. E-ğer Rama Güneş Sisteminde kalmak isterse izleyeceği en iyi yol bu olacaktı. Bu büyük hızda yavaşlamanın en iyi yolu Güneş’e mümkün olduğu kadar çok yanaşmak ve frenleme manevralarına orada başlamaktı. Eğer Rodrigo’nun teorisinde bir gerçek — veya bunun başka bir şekli — varsa yakında denenmeye koyulacaktı.

„Bir nokta daha Boris. Rama’yı şimdi ne kontrol ediyor?” „Bu konuda hiçbir fikir yürütemeyeceğim. Kendisi tümüyle bir robot olabilir. Veyahut ta… bir ruh. Bu da içinde neden biyolojik hayat türü bulamadığımızı açıklar.

‘Perili asteroid’…… bu isim nasıl birdenbire aklına gelivermişti. Sonra yıllar önce okuduğu saçma bir hikaye olduğunu hatırladı. Boris’e bu hikayeyi okuyup okumadığını sormamanın daha iyi olacağını düşündü. Diğer inanmışların da bu tür kitaplardan hoşlandıkları kuşkuluydu.

Norton birden kararını verdi.

„Sana ne yapacağımızı söyleyeyim Boris,” dedi. Bu konuşmayı daha zor şekle sokmadan bitirmek istiyor ve iyi bir çözüm yolu bulduğuna inanıyordu.

„Düşüncelerini… eh… bin birime sığacak kadar özetleyebilir misin?” „Evet, zannederim.” „Güzel, eğer bu fikirleri açık bir bilimsel teori şekline de sokabilirsen, en öncelikli yoldan Rama Komitesi’ ne ve aynı anda kopyasını da kilisene yollarım. Böylece herkes memnun olur.” „Teşekkür ederim kumandanım. Beni çok sevindirdiniz.” „Oh, bunu vicdanımı rahatlatmak için yapıyorum sanma. Komite’nin bu rapor üzerine ne yapacağını merak ediyorum. Seninle bu fikrinin bazı yerlerinde aynı şekilde düşünmememe rağmen, önemli bir noktaya dokunmuş olabilirsin.” „Bunu Güneş’e en yakın noktada anlayacağız, değil mi?” „Evet, anlayacağız.” Boris Rodrigo kabini terk ettiği zaman Norton kaptan köprüsünü arayarak gerekli emirleri verdi. İçinden bu problemi oldukça temiz bir şekilde çözdüğünü düşünüyordu. Hem ya Boris haklıysa…

Kurtarılanlar arasında olma şansını artırmış olabilirdi.